3 Haziran 2009 Çarşamba

Gidinin Kadıköy'ü


Bundan en son 1 ay önce gitmiştim, 1 Mayıs sonrası, Taksim dönüşü Ömer Abi'nin yanına uğrayıp iki bira içmek için. Haliyle gezememiştim. En son sokaklarında gezindiğimden beri nerden baksan olmuştur 3-4 ay. Dün nihayet yeniden Kadife Sokak'taydım, yeniden Kadıköy kafalarındaydım. Ulan nasıl da özlemişim.

İstanbul'u bilenler, ya da bilmese de hakkında fikir sahibi olanlar diyecek şimdi, ulan İstiklal var o kadar ne Kadıköy Kadıköy diye miyavlıyosun... Fakat kafaları bambaşka be abi. Uzun zamandır Taksim'den çıkmıyordum, sokaklarında yürürken hiç işte benim sokağım tadını yakalayamıyorsun. Oysa Kadıköy'de öyle mi? Yere yatıp parke taşlarını öpesim geldi gece bir başıma eve dönerken. (Ha gerçi yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim, Taksim'de de yerini bilirsen ucuza güzel içiyorsun be, Kadıköy'de o şansın pek yok.)

E tabi bir de nostaljik bir yapısı var benim için Kadıköy'ün. Nihayetinde göt kadar çocukken İstanbul'a taşındığımda ilk gidip gelmeye başladığım yerdi. 13-14 yaşında haftasonları sinemaya gidişlerimi, 15-16 yaşlarında sinema kesmemeye başlayınca nasıl da Teacher's Pub'ın müdavimi kesildiğimi filan hatırladıkça daha da bir seviyorum Kadıköy'ü. Kolay değil lan, sizin hiç 7 yıldır giderim hacı dediğiniz bir bar oldu mu? Benim oldu, aşırı huzurluyum.

Tabi bi de yok kilise önü, yok Rum Okulu, Moda 1, Moda 2 gibi çeşitli sokakta içme mekanları var. Oralarda 17-18 yaşlarımızın gözdesiydi. 10 larca kişilik gruplar halinde gezerdik filan. Kadıköy'de herkes herkesi tanıyor malum, bir başlardın 3 kişiyle şuraya gidiyoruz diye, gidene kadar bakmışın 10 kişi olmuşsun. Olmasan bile orada birileri vardır, bir şekilde olursun. Yaş ilerledikçe o kafalar azaldı tabi ama, azalmadığı dönemdeki o damakta bıraktığı tad da bambaşka.

Öyle işte, dün Kadıköy'deyken ne kadar özlediğimi fark edince bunları yazmadan edemedim. Kadıköy'ü seviyoruz efendim. Sevmeyene de itinayla sevdiriyoruz, buyrun beklerim her zaman. Ayrıca yazı için fotoğraf ararken fark ettimki, doğru dürüst bir Kadife Sokak (a.k.a Barlar sokağı) fotoğrafı yok nette, bir ara gidip ben çekeyim bari. Neyse, hadi öpüldünüz efendim.

6 yorum:

  1. gel abi gezelim oralarda seninle, mekan tutma mevzusunu ayrıntısıyla anlat bana, derken kafalar güzel olsun, kopmalı.

    YanıtlaSil
  2. kadıköy güzel yermiş, 10 yıldır gitmedım :)

    YanıtlaSil
  3. Gel Doruk'um gel. Sen buraya gel zaten, çok projem var seninle. Ben üniversiteyi bitirdikten sonra İstanbul'a bir yeni "üniversiteli" lazım olacak =)

    K-RaMo abi 10 yıl da uzun süreymiş ben. Ben 10 yıl Kadıköy'den ayrı kalsam, ömrümden bir 10 yıl gider herhalde :P

    YanıtlaSil
  4. Merhaba oğlum. Nufus kağıdıma göre İsatnbullu olmama rağmen; bilirsinki hayatım hep İstanbul dışında geçmiştir. İstanbul'a ise sadece günü bilik gelmiş hemen Ankara'ya dönmüşümdür. Bu nedenle İstanbulun nesini seviyorum dersen; şairinde dediği gibi'' en çok Ankara ya dönüşünü '' seviyorum. Sonuç olarak aslına bakacak olursan kendime yaratacağım ilk fırsatta seninle şöyle İstanbul da doyası ya gezmek senin takıldığın yerlerin havasını koklamak istiyoru.
    Sonra beniç, artık Kadıköye mi olur , Kalamışta mı olur Fenerbahçedemi olur Boğazdamı olur orasını ben bilemem ; deniz kenarında bırak İstanbul'u dinleyeyim , seni düşüneyim. ( Ama gözlerim kapalı olacak. )
    sevgimle kal benim canım oğlum...

    YanıtlaSil
  5. Gel tabi babacım, zamanında sen beni rock bara götürürdün, biraz da ben seni götüreyim =) Güzeldi yav o Nüans, kaç yıl geçmiş üstünden, unutmadığım bir çocukluk anımdır hala Pilli Bebek grubu ve Nüans bar.

    YanıtlaSil

yor beni, yorumla beni