5 Haziran 2009 Cuma

Yönetime bak sen hele


Blogda çok fazla futbol yazan bir insan değilim. Her ne kadar Galatasaray hayatımda oldukça önemli bir yere sahip olsa da, tutupta internette futbol analizi yapacak bir kafam yok. Zaten o işi yapan bir sürü insan var, aralarında Aceto Balsamico gibi efsaneleşmiş isimler de var... O sebeple hiç haddim olarak görmüyorum bu futbol konuşma işini. Anca işte öyle eş dost arasında...

Fakat bugün uyanıp bilgisayara baktığımda bizim blogda daha önce de adı geçen, Mersin'in iftihar kaynağı genç, Doruk msnden şöyle bir mesaj sallamış: "Abi Rijkard transferi hakkında ne düşünüyorsun, Bülent hakkında söylediklerin bir bir tutmuştu". E tabi bunu görüp gaza gelmemek mümkün değildi. Ahanda ben de gaza geldim, ufaktan bir futbol yazısına giriştim bile. Açıkçası burdan sonrasını futbolla ilgili olmayan arkadaşlar okumasa darılmam, bunu da söyleyip geçiyorum konumuza.

Herşeyden önce Bülent'in, Büyük Kaptan'ın Galatasaray'ın başına geçişini yorumlamak kolaydı. Yapılması gereken tek şey objektif düşünmekti. Evet Bülent Büyük Kaptan'dı, evet Bülent Galatasaray seyircilerinin gurur kaynağıydı, evet Bülent'in tek başına oynadığı Avrupa kupası maç sayısı, Fenerbahçe takımından fazlaydı ama, Bülent iyi bir teknik adam hiçbir zaman olamadı. Galatasaray'a gelmeden önce görev yaptığı kulüplerde kısa süreli görevler almıştı ve başarılı olamadığı gün gibi aşikardı. Bu tecrübesizliği ve backgrounduna rağmen başarılı olacağına inananların tek dayanağı, kendisinin büyük Galatasaraylı'lığıydı. Açıkçası başarılı olmasını ben de çok isterdim ama, olamayacağını başından beri biliyor ve söylüyordum, ne yazıkki olaylar beni haklı çıkardı.

Bugün ise Galatasaray yönetimi bombasını patlattı. Houllier, Ramon, Le Guen filan derken bir baktıkki takımın başına efsane oyuncu, başarılı teknik adam Frank Rijkaard geçmiş. Kariyerine diyecek en ufak lafım olmaz. Muhteşem bir futbolculuk geçmişi, önemli noktalarda pişirilmiş bir teknik adamlık kariyeri, Barça'yla iki La Liga, bir İspanya Süper kupası. Hiçbirşey denemez. Fakat bu ülkeye kimler geldi öyle hiçbirşey denemiyecek de, piç edildi gönderildi. En basiti Del Bosque. Adam Türkiye'ye Şampiyonlar Ligi kupası kazanmayı başarmış, yıllarca Real Madrid'i yönetmiş hoca olarak geldi, ardından tef çalınarak kovalandı. Şu anda İspanya milli takımının başında. Eric Gerets Galatasaray'daki karakterli yönetimine rağmen takımdan uzaklaştırıldı, Marsilya'nın başında Fransa'da yılın teknik adamı ödülünü aldı. Bunlar ilk aşamada aklıma gelen örnekler.

Bu örnekleri vermemin sebebi şuna değinmek: Türkiye'de başarının anahtarı kariyeriniz ya da futbolu ne kadar bildiğiniz değil! Örneğin Galatasaray'da başarının anahtarı, Adnanlar'la iyi anlaşmaktan geçiyor. Bu noktada yönetimin Rijkaard tercihi de cesur. Fakat nazımız, sözümüz geçsin diye Skibbe'yi, Bülent'i takımın başına geçirdiklerinde gördülerki, bu iş böyle yürümeyecek. Artık karşılarında kendilerini işine karıştırmayacak çok kariyerli ve önemli bir teknik adam duruyor. Üstelik, yanında Neeskens'le. Neeskens'in önemine ben değinmiycem, Aceto onu gayet iyi yapmış, gidin işi bilen birinin kaleminden-keyboardundan- okuyun, ben hiç sizin için olayı laf kalabalığına boğmayayım.

Madem laf kalabalığıyla boğmuycaz dedik, dönelim ana konuya. Rijkaard başarılı olur mu? Olur arkadaşım, niye olmasın. Elinin altında Kewell, Turan, Lincoln, Baros gibi inanılmaz bir forvet hattı var. İleri uca ve defans dörtlüsüne yapılacak takviyelerle cillop gibi bir takım olur bu Galatasaray. Geriye Türkiye'nin çamurlu sularına bulanmadan takımı yönetmek kalıyor. Bu noktada Rijkaard'ın ve Neeskens'in yönetime pabuç bırakmıyacağına eminim. Medyanın tutumu ise ne şekilde olucak hep beraber görücez. Fakat şu kesinki, haber duyurulduğundan beri tüm medyada şaşkınlık ve saygı bir arada. Bu noktada da şanslı görülüyor yeni teknik adamlarımız.

Sonuç itibarı ile, 2-3 takviyenin yanına, biraz da şanslı kuralar çekersek, UEFA'da yarı final, ligde ise mutlak şampiyonluk bekliyorum Galatasaray'dan. Peki bunu bir Galatasaray taraftarı olduğum için mi söylüyorum? Elbette hayır. Tüm bunları gerçek bir futbol sever olarak, yıllardır takip ettiğim olayların getirisi olarak söylüyorum. Umarım söylediklerimde tıpkı Bülent örneğinde olduğu gibi, bu sefer de haklı çıkarım.

1 yorum:

  1. aynen öyle, kaptan hakkında dediklerin harfiyen çıktı, umarız rijkaard hakkında dediklerin de tutar, yanılmazsın.
    ayrıca benden bahsetmeyi de ihmal etmemişsin, büyüksün, sağolasın. x)

    YanıtlaSil

yor beni, yorumla beni