21 Mayıs 2009 Perşembe

Manita mevzusu


Lan piyasaya bakıyosun, feci manitalar var. Maşallah memleketim kızı nasıl bir evrim içersinden süzülüp geldiyse, pek bir güzeller bu ara. Baharın gelmesi ve hatta geçmesi de pek tabii beni bunları söylemeye itiyor olabilir, inkar edemem. Fakat arkadaş, birini tavlasan diğerine haksızlık olacak, ya da birini tavlasan aklın diğerinde kalacak. Yazık.

Böyle bir yaklaşımım var benim. Bir manitan var diye kendini diğer manitalardan soyutlaman anlamsız. İnsanlar bana sen aşkı yaşamamışsın hacı filan diye çıkışıyor. Neymiş efendim, aşkı yaşasam gözüm başkasını görmezmiş. Doyasıya siktir çekmek istiyorum kendilerine. Siktirimi çektikten sonra da üstüne soruyorum, biraz aşağıda "Selamon'a tişört yaptırmaca" diye bir post var. Hatta buyrun size post için direkt link. E şimdi sen aşkı yaşamış insan, manitana delicesine aşık olsan da, elinde o bir litrelik bol köpüklü bira bardağıyla duran ve enfes göğüs dekoltesi veren sarışın ablaya yazmıycan mı? Cevabın hayır yazmıycamsa, ne biçim bir dünyan var lan senin?

Şimdi bunları okudukça "ulan ne abazaymış pis herif" diye düşünenler oluşuyordur aranızda. Oluşmasın efendim. Bu durumun abazalıkla filan alakası yok. Tamamen felsefi değerlerle olayın altını doldurabilirim. Hatta bu konuyu eşle dostla konuştuğum zamanlarda baya üşenmeyip bak şu psikoloğun şöyle bir lafı var filan diye de anlatıyorum. Size anlatmıycam tabi o kadar detaylı, üşeniyorum zira. Fakat şunu belirtmekte fayda görüyorum, insan evladı, özellikle de erkek tek eşliliğe programlanmış bir yaratık değil. -Bu noktada özellikle erkek dememin sebebi bir erkek olarak sadece kendimin, yani bir erkeğin dinamiklerinden haberdar olmamdır. Yoksa seksist bir tutumum filan yok, hatun da aynı şekilde düşünüyor olabilir ama o konuda yargıya varmak bana düşmez-

Bunu illaha cinsel ilişki bağlamında düşünmeyin. Bir hatuna yazmanın dayanılmaz hazzını filan getirin aklınıza. Evde istiyorsa Liv Tyler beklesin. O hatunla tanışma faslı, güzel sözlerle onu etkileme kısmı, hatunun iltifatlarınıza karşı böyle gerdan kıra kıra konuşması filan. Hepsi güzel anlar. Siz hatuna kur yaparken kendi egonuzu dolduruyorsunuz, hatun beğenildiği için kendi egosunu dolduruyo. Baya bir "win win" durumu var ortada. Olayı ister yatağa kadar götür, ister ben gül yüzlümü aldatmam de o güzel muhabbetten sonra ayrıl ortadan. Nesi yanlış bunun? Buradan tutucu manitalara sesleniyorum, rahat bırakın lan insanları, bırakın erkek erkekliğini, kadın kadınlığını yaşasın. Yazıktır.

Bu görüşlerimi her daim her yerde savunuyorum. Aldatmanın felsefi bir boyutu olduğunu, aldatan erkek ya da kadının derhal "suçlu" olarak algılanamayacağını herkese söylüyorum. Bunu söylediğim kızlar genelde benden kaçıyor. Haklı olabilirler, daha ilişkiye başlamadan seni aldatıcam diyen bir adam ürkütücü olabilir. Fakat işte yanlış algılıyorlar. Kimseyi aldatmıyorum ben, sadece hayatı yaşanması gerektiği gibi yaşıyorum. Aldatma v.s. olarak görülen şeylerin aslında ne kadar doğal insan reaksiyonları olduğunu savunuyorum ve bu savunumda haklı olduğuma dair de son derece katı bir düşünce sistemine sahibim.

Kaldıki şu da bir gerçek, dünyanın en on numara manitalarından biriyimdir. İlişkilerim daima uzun sürer, son derece centilmenimdir, iyi dinlerim, iyi konuşurum ve evet, götüm Kaf Dağı'nda falan filan. Kısaca benimle birlikte olan, belli bir zamanı paylaşan bir kız asla benden nefret ederek ayrılmamıştır. Ayrılma sebebimiz daimi olarak aynı, benim çabuk sıkılmam. Fakat buna rağmen beraber geçirilen süre iki taraf için de oldukça değerli olmuştur. E bu durumda ben Y'ye kur yapmışım, B'yi içmeye dışarı çıkarmışım filan gibi durumların ilişkiyi zedelemesi gereksiz değildir de nedir ama? Selamon'la beraberken on numara mutlu musun? Mutlusun. E bırak allah aşkına erkeğim elimden kaçıyor triplerini de rahatına bak. Hayır bir de tembel adamımdır, hayatta beceremem aynı anda iki kız idare etmeyi filan. Bırak bir gecede biraz ego tatmin etsin insan evladı.

Öyle işte. Aslında bahar geldi geçiyor, etrafta cillop gibi manitalar salınıyor temalı bir yazı yazacaktım ama, parmaklar klavyeyle buluştumu benim konunun nereye gitçeği hiç belli olmuyor. Fakat önemli bir yazı çıkarttığımı düşünüyorum. Zira dünyanın her yerindeki her insanın kendince belli görüşleri olduğu bir konu üzerine kendime dair bir kaç cümleyi sizlerle paylaştım, rahatladım.

Efendim bu seferlik de bu kadar diyor, "lan bahar ne ilginç mevsim" diye düşüne düşüne huzurlarınızdan ayrılıyorum. Erkek ya da kadın olmak fark etmez, cinsiyetinizin getirdiği güzellikleri sonuna kadar yaşayın efendim, bırakın bu gereksiz toplumsal kalıpları. Aha bu da son sözümdür konuyla ilgili.

p.s.: Lan bira ve kadın ikilisine bayılıyorum. Yukarıdaki fotoğraf Oktoberfest'ten. Yazıda link verdiğim posttaki fotoğraf da aynı yerden. Demek oluyorki çantayı hazırlayıp Almanya'ya gitmenin vakti gelmiş. In beer we trust ulan.

6 yorum:

  1. Madem bir üstteki postta kimse neden yorum yazmamış hayret demişsiniz, biz yazalım.
    Sağdaki abla güzelmiş. Davsıns Kırik'teki bi kıza benziyor, adını unuttum. Hani Peysi'nin sevgilisi olan. Neyse demem o ki ben bile şöööyle bir bakardım. Tavsiyem de şudur ki sevgilinizi böyle bir kızla aldatacaksanız, kızın fotoğrafını sevgilinize gösterip, seni bununla aldattım deyin. Yapın bunu. Bağışlanabilirliği yüksek olur. Yazık, egodur bir yerde.
    Ama asıl tavsiyem, aldattın mı? İnkar et. Basılmış olsan da inkar et. Gözün gördğü bile yalanmış diye Oedipus hikayesi var. Bir acaba yaratır en azından.
    Of ne diyorum ki acaba? Bunları bilmemeniz gerekirdi. Ben kaçar.

    YanıtlaSil
  2. Herşey ne iyiydi, herşey ne güzeldi... İnkar kafası, Oedipus örneği filan, şukela. Ah ama o Dawson's Creek kısmı? Postunuzda bilmemem gereken tek şey insanları Dawson's Creek'ten birilerine benzetecek kadar Dawson's Creek bilmeniz hanımefendi.

    Fakat olsun, "bi kız" şeklinde bahsetmenizden yola çıkarak, "yok hacı çok da bilmem, arada öyle gözüm ilişti" filan şeklinde bir çıkarım yapmak istiyorum ve böylece çok mutlu olmak istiyorum.

    Ayrıca da bize de bekleriz şeklindeki davetimi kırmayıp buralara kadar zahmet ettiğiniz için de, vallahi teşekkürü bir borç biliyorum.

    YanıtlaSil
  3. Deli misin, isim hafızam kötü sadece. Bayılırdım gayet ahahah
    Üzgünüm ama ben de bir kızım ve her kız gibi ben de izlerdim. Pembe dizi izlemedim ama bak hiç. Ha? Hı? Kurtarır mı? Bari dürüstlüğüme puan versen?

    YanıtlaSil
  4. O zaman "ah be" demekten başka çare kalmıyor ama, dediğiniz gibi hem dürüstlükten, hem de güzel blogunuzdan aldığınız artı puanlarla bu sorunu ortadan kaldırıyorsunuz efendim. Fakat bir Family Guy hayranı olarak, FG'nin Dawson's Creek'le dalga geçtiği bölümleri tek tek çıakrıp size sunmam farz oldu sanki :P

    YanıtlaSil
  5. Unutma Pikaçu, Mekfarleyn amca da bir Davsıns Kırik izleyicisiydi ki dalga geçebildi. Düşmanını iyi tanıyacaksın =)
    Ha ben severdim, ayrı. Hangimiz "bu Davsın da ne salak çıktı, bak bak Joyi de az değil haa masum görünüyor ama tam kaşar. Önce Davsın'la kırıştırdı sonra gitti Peysi'ye verdi" demedik ki?

    O zaman sana bir kaç şey daha itiraf edeyim ama kimseye söyleme. Yatmam sabahı bulduğu için sabahları en büyük eğlencem Bez Bebek, Sihirli Annem, ne biliyim işte Lise Defteri, Arka Sıradakiler, haaa ve tabi ki Çocuklar Duymasın izlemek. Rak yeee

    YanıtlaSil
  6. Oy, fenaymış. Gerçi bir dönem hangimiz geçmediki o periyottan? Aslında ben nba meraklısıydım, o açıdan rahat ediyordum. Hatırlarım, yaş daha 9-10, ne internet var ne bilgisayar, Chicago - Utah finallerini seyrederdim. Hey gidi günler hey. Şuanda da NHL maçı seyrediyorum, NBA kadar sarmasa da izleniyo. Zaten erkek adama maç olsun yeterki, çeşidini umursamaksızın izleyebiliyo.

    YanıtlaSil

yor beni, yorumla beni