26 Ocak 2009 Pazartesi

Yeterki işimi yapmayayım

Gittim Hımyım'ın eski bölümlerinden izledim biraz. Her sezondan bir bölüm, eğlendim güldüm filan. Güzel dizi lan. Adamlar çekmiş. Böyle sevdiğim işleri izleyince içimi çok garip bir duygu kaplıyor. Diyorumki elin adamı yapıyor, elin adamı üretiyor, ben burdan bakıyorum kendsine sonra iç geçiriyorum. Vay be diyorum, adam bizi duygudan duyguya sürükledi, mevzudan mevzuya koşturdu.

Yani gerçekten var böyle birşey. Pete and Pete olsun, Six Feet Under olsun ne biliyim işte yukarıda bahsettim, How I Met Your Mother olsun filan. İzledikçe kıskanıyorum hacı... Fark ettimki yaratan adamı kıskanıyorum. Yaratmak, iş çıkartmak çok güzel birşey. İstiyorumki ben de yapabileyim bunları. Ne bileyim istiyorumki bir Six Feet Under'da ben çıkartayım, sonunda nasıl ben hüngür hüngür ağladıysam insanlar benim işimde de ağlasın.

Fakat gel gelelim sonra şunu fark ediyorum, hayatımda yaptığım tek şey, yeterki işimi yapmıyayım da ne yaparsam yapayım kümesinde toplanan şey. Bu hep böyle oldu, Marx okumam gerekmezken Marx okudum, Marx okumam gerektiğinde gittim alakası bile olmayan romanlara başladım filan. Bu tabii sadece bir örnek. Büstün çizmişti, yani parmağımın ucunda tekerlekli sandalye taşımaya bile kasabilirim mevcut olan sorumlu olduğum işimi yapmamak için.

Journal kafasına da aynı sebeple bulaştım. Bildiğin şu an yazmam gereken essayi yazmamak için journal yazıyorum. Ha ama neyi fark ettim, yazdıkça mutlu oluyorum. Dünkü journalı girdiğimde var ya, tey tey, rezmen içimi bir huzur kapladı, resmen böyle bir gönlüm pır pır etti. Sevişsen bu kadar olur.

Onu fark ettim işte, ki ben bunu yıllar önce keşfetmişytim neden unutmuşum üzüldüm. Ya da belki de unutmadım, sadece yukarıda bahsettiğim gibi, sadece kendime iş olarak bellediğim şeyi yapmak yerine gidip başka şeyler yaptım, ne bileyim dağcılığa başladım mesela. Oysa ne güzel roman yazıcam lan diye gaza bile gelmiştim, şarapçı gençliğin hikayesini yazıyordum filan.

Fakat böylesini sevdim, journal kafası bayaa eğlenceli. O eski zamanlardaki yazarken beyin akıtma kafasını yeniden yakaladım. Böyle yazdıkça coşmaca filan, kendinden geçercesine be annem. Yazıcam arada böyle.

Ha bi de, yenilenen "new deviations" geyiği şahane olmuş lan, çok rahat bakılıyo yeni gelen işlere, öyle işte. Hadi bakalım, orman ne güzel.

2 yorum:

  1. journal kafası iidir... benide işte cok guzel mesgul ediyor..hem yazmak hemde diger insanların yazdıklarını okumak :)

    YanıtlaSil
  2. Öyleymiş, ben de yeni fark ettim işte bunu. Gerçi daha önce etmişim ama unutmuşum filan. Garip kafalardayım. Bir de demin yenildik, iyiden iyiye garip kafalara yollandım, bak şimdi bu yenilgiyi yazıcam bloga filan. Çok keyifli lan, beynini kusmak gibi. Bu arada yorum yapılamıyor galiba senin blog da, onu fark ettim, yadırgadım. Yorum yapma zevkimizi elimizden alamazsın!

    YanıtlaSil

yor beni, yorumla beni